29 Temmuz 2013 Pazartesi

Atatürkün Dine Bakışı

Son zamanlarda "Atatürk'ün de iyi bir Müslüman olduğunu" anlatan nutuklar türedi. Yapmayın Dostlar, bu yolla Atatürk'ü sevdiremeyeceğiniz gibi, halka da yanlış tanıtmış olursunuz. 

Atatürkçüler ille İslam tartışacaksa hadi gelin Mustafa Kemal'in yıllarca gizlenen konuşmalarını raflardan indirelim. Göze alabiliyorsanız, O'nun Kazım Karabekir'e "her şeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız" dediğini din kitaplarına koyalım. Bir İngiliz yazara söylediği "benim dinim yok. Bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum" sözlerini Diyanet İşleri Başkanlığı'nın girişine asalım. "Atatürk dindardı", derken, bir şeriat iktidarına doğru gidiyoruz..

Can Dündar, 'Elhamdülillah laikiz...' adlı yazısından...

*** "M. Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce şöyle dedi: - Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur." Kazım Karabekir Anlatıyor, (yayına hazırlayan Uğur Mumcu), İstanbul: Tekin Yayınevi. 1990. s.83-84.

*** Atatürk, 1930 yılının ilk aylarında "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" kitabını yazdı. Kendi elyazısıyla kaleme aldığı bu kitapta aynen şöyle diyordu: "Türkler İslam dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra bu din Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu."

Ve Hz. Muhammed üzerine birkaç satır: "Muhammed'in bir melekle ve Allah'la hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed'in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler de olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık çerçevesi içinde mütalaa etmek daha doğru olur. Muhammed, iptida Allah'ın resulüyüm' diyerek ortaya çıkmamıştır. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur." Ne ilginçtir ki, Atatürk'ün kendi el yazısıyla kağıda döktüğü bu notlar da "Medeni Bilgiler" kitabında yer almamıştı. Atatürk'ün bu konulardaki elyazmalarına kimseler dokunmuyor. Dahası bunları dile getirmek bile cesaret istiyor, hatta bazen suç kabul ediliyor ve -şu garipliğe bakınız ki- bu fikirleri hatırlatanlar Atatürk'e hakaret'ten yargılanıyorlar. Can Dündar, Atatürk yaşasaydı(2) adlı yazısı...

*** Star gazetesinden Fadime Özkan, Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cemil Koçak'la röportaj yapıyor, okuyalım...

Soru: Atatürk’ün bir ideolojisi var mıydı, dine bakışı neydi? 

-İslam toplumunda söylemek kolay değil ama Atatürk’ün dinle bir ilgisi olduğu kanısında değilim.

Soru: Balıkesir hutbesi, dini referanslar, Meclis’in Cuma günü duayla açılması… Bunlar ne peki?

-Bunlar hep politika. Atatürk’ün dine ilgisinden değil o dönemin gereklerine göre uyguladığı politikalar. Yoksa ben Atatürk’ün dine hayli uzak bir kişi olduğu kanısındayım.

*** Atatürk Kuran'ı niçin tercüme ettirmek istemiş, 

Karabekir anlatıyor, “M. Kemal paşa beyanatıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü: Evet Karabekir; Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’anı Türkçeye tercüme Ettireceğim ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip aldanmakta devam etmesinler!Şüphe yok ki, yakın günlere kadar Kur’anı ve Peygamberi her yerde medh ve sena eden ve hatta hutbe okuyan bir insandan bu sözleri beklemek herkese eza veriyordu.” Bkz. Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası: Atatürk-Karabekir, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, Emre Yayınları, Aralık 1991, s.159.

0 yorum:

Yorum Gönder